Mia Queen, odaya girdiğinde gözleriyle yaramazlık yapacağını belli ediyordu. Sıcak teni ve kıvrımlarıyla adeta ateş saçan bu Latin folloş, üzerine sinmiş seksi havasıyla hemen dikkat çekti. Üzerindeki dar elbise, yumuşak göğüslerini sıkıca sardıkça, canavar gibi kabaran yarak için davetiye çıkarıyordu. O anın akışına kapılan adam, duramadı; Mia’nın bacaklarını açarken mantığını değil tutkusunu dinledi.
Yalnızca bakışlarla başlayan savaş, hızla daha da yoğunlaştı. Çılgınca bir tutkuyla Mia’nın amcığını yaladı önce, diliyle ıslattı her köşesini, sesler odada yankılanırken aralarındaki hava iyice elektriklendi. Mia da karşılık verdi; elleri adamın sırtında gezinirken nefesi kesildi. Sapkınca arzularını doyurmaya az kalmıştı şimdi.
Gözü dönmüş bir hırsla adam yerleşti üstüne, Mia’nın kaygan amcığını içine aldı bir anda. Yavaşça sokarken hissettirdiği o dolgunluk ve sıcaklık gerçekliği kırıyordu kafasında; her saplamasında derinlere indi, kadının ciğerlerini yakan haz içinde kıvranmasına sebep oldu. Nefesler hızlılaştıkça onların ritmi de hızlandı; her hareketi bastırılmış öfke ve istekle doluydu.
Mia’nın bedeninden çıkan inleme ve feryatlar sanki bağıra bağıra onun üzerine çöken o sert köklemenin tanığıydı. Göğsü yükselip alçalırken kollarını ona sarıp yakaladı kendine bağladı; bu kirli oyun artık son aşamaya gelmişti. Ayakları yerde sağlam basarken yüzünü kıvırdı zevkten çatlayacakmış gibi.
Sonunda bastırdığı içgüdüler patladı: adam arkadan vurduğu her sikişte Mia’nın amcığında bırakılan sıvıdan eser kalmadı. İçinde yayılan sıcaklık ve dolgunluk hissi onu delirtti; gözlerini yumdu ve hafifçe titreyerek son pırıltısını verdi bu sapık geceye…

