Evin içinde yalnız kalmanın getirdiği o mahrem hava, adeta ateş gibi yanıyordu. Üvey kızımın iri poposuyla sarkıntılık yapmaya başladım; genç bedeninin her kıvrımı, aklımı başımdan alıyordu. İlk hareketler hafifçe başladı ama gözlerindeki yaramaz parıltı beni daha da dürtüyordu. Dans ederken bacaklarını açması, kalçasını bana doğru itmesi, aramızdaki gerilimi tavan yaptırdı. Yavaş yavaş elimi eğri büğrü poposuna gezdirdim, parmaklarım altında şehvetle dolup taşan derisi neredeyse yanıyordu.
Nefes alış verişi hızlandı, içimde patlamaya hazır bir volkan gibiydim. Gözüne bakarak yaramazca gülümsedim, o da karşılık verdi; o an aramızda kelimelere sığmayacak bir bağ kuruldu. Elimi poposunun içine sokar sokmaz bedeninin nasıl aniden titrediğini hissettim. Parmaklarım amcığını zorlayıp esnetirken o aralığın ne kadar sıcak ve ıslak olduğunu fark ettim. Dayanamadım; sertçe köklemeye başladım, gövdem tamamen onunla birleşti.
Kalçasını sertçe ittirdiğim her saniye içimdeki hırçınlık büyüdü. Ter kokusu birbirine karıştı, nefesimiz kesildi ama kimsenin umurunda değildi bu yaşananlar. O minicik amcıktan gelen inleme sesleri beynimi yakıyor, beni daha da çıldırtıyordu. Sonra tam gaz dayayıp hentbol topu gibi baldırlarının arasına sıkıştırdığım devasa poposunu yumrukluyordum; izlediğim o manzara hem iğrenç hem de aşırı zevkliydi.
Son darbeyi yaparken o zavallı küçük tenin içinde yavaşça boşaldım; sıvılarımız birbirine karıştı orada. Göz göze geldiğimizde ikimiz de pişman değildik; aksine içimizde sonsuz bir kirli tatmin vardı. Böylece evde yalnızlığımız en çılgın halini aldı ve geceyi unutulmaz kıldı.
