Üstü çıplak, bedenini yumuşak dokunuşlarla keşfeden o folloş kız, sıcak nefesleriyle odanın havasını iyice kızıştırıyordu. Başlangıçta hafif hafif öpüşmelerle ilerleyen iştah kabarışı, aniden sertleşen yarakla buluşup yoğun bir kökleme seansına dönüştü. Kadının dudakları, adamın amcığını yalayıp emerek sanki içine çekiyormuş gibi derinlemesine sokuyordu ağzına; sakso yaparken çıkardığı hırıltılar ve inlemeler bu gecenin vahşiliğini ortaya seriyordu.
Adamın eli, kızın ıslak amcığını yoklarken gözlerinde parlayan açgözlü istek ona tüm gücüyle dayamaya itiyordu. Yavaşça kıvrılan omuzlar ve sıkı kalçalar her hareketle ritmini ayarlıyor, neredeyse kendi kendine çılgınca titriyordu. Yarağını sıkı tutup sertçe girerken kadın, ıslaklığından kayıp gidecekmiş gibi heyecanla göğüslerini salladıktan sonra daha da derine alma arzusu yakıyordu içlerini. Her ilerleyişinde amcık arasından çıkan sıvılar ve boğazdan gelen sesler ortamı tam bir cehenneme çevirmişti.
Göbekten tutup kaldırılıp masaya yatırıldığı anda adamın elinin kadının altındaki yumuşacık noktayı bulmasıyla işler daha da gaza geldi. Kadının karnı ve bacak arası birleşince çıkan taze kokular arasında adamın yarak saplaması hızlanıp sertleşti. Kadın diz çöküp sırtını kamburlaştırırken aldığı her dayamayla birlikte inleme şiddeti artıyor, boğuk nefesler ve “Daha hızlı… Dayam beni!” nidaları ortalığı inletiyordu.
Sonunda kopma eşiğine gelen adam, yerinden kalkmadan son hamlesini yaptı; tüm gücüyle kadının amcığını doldururken kadının yüzündeki patlama anıyla beraber ikisi de yüksek seslerle boşalmaya teslim oldular. Sıcacık sıvılar yerde yayılırken nefesler düzensiz, vücutlar yorgun ama tatmin olmuştu. Bu gece tam anlamıyla hem beden hem ruh olarak keşfi ve yıkımı beraberinde getirmişti.

