Üniversite yurdundan çıkıp karanlık koridorlarda beliren o Desi güzeli, teni terli ve heyecanla kıvranıyordu. Komşusu olan iri yapılı, siyah dev gibi adamın yoğun bakışları altında kalmıştı; gözlerindeki açlığı hissedebiliyordu teninde. Ufacık odada sıkışan nefesler, yükselen arzu ve yasak bir fısıltı gibiydi. Kızın ince dudakları titriyordu, ama içinde saklı kalan vahşi arzuyu bastırmak mümkün değildi artık.
Adam onu kendine çektiğinde, elleri kızın narin belini kavradı sertçe, her dokunuşunda içindeki tutkuyu artırarak. Kız dizlerinin üzerine çöktü, başını öne eğdi; amcığına değil de arkasına doğru uzanan ölümcül bir istek sardı bedenini. Dev komşunun kara kocaman yaarığı, kızın dar amını zorluyordu; göğüslerin hafifçe sallanırken, acı ve zevk arasında sıkışıp kalan o anın külüstür kokusunu taşıyordu oda.
“Koparacağım seni,” diye homurdandı adam, sesi odanın dört duvarında yankılanıyordu. Her kökleme anında kız daha derin inletiyor, bedenini zincirlerinden kurtarmaya çabalıyordu. Sert dayamalarla amcığa doğru ilerleyen devasa kara yarak, içinden gelen hayvanî hırsıyla sarsıyordu onu. Kızın soluğu kesilmişti; yüzünde acı ve haz arasında çatlayan kırık bir ifade vardı.
Derin derin nefes alıyorlardı ikisi de; bir yandan kırbaç misali sert köklemelerle arka kapısını esnetirken, diğer yandan patlayacakmış gibi gergindi kaslar. Adam bütün gücüyle çakıyordu içine; “Korkma,” diye fısıldadı kızın kulağına alçakça ama hükmedercesine. Amcığını paramparça etmekten çekinmiyordu çünkü; en koyusundan folloşu çekiyordu anladıktan sonra.
Sonunda sertleşen ritim kontrolü aştığında kız tüm korkusunu bırakarak kendini teslim etti: inlemeleri yükseldi tavan kadar. “Beni kopar,” diye yalvardı bağırır gibi; karısına değil bu sefer sadece ona ait olan o kara canavara… Son büyük kökleme ile birlikte bütün acıları coşkuyla aniden karnından çıkarıldı. Sıçrayan sıvılar avuçlarına dolarken ikisi de soluk soluğa kaldı; işte o andaki kabus gibi şehvet onları zincirlerinden tamamen azat etmişti.

