Jayla De Angelis, mis gibi teniyle yatakta kıvranırken, o iğrenç ama bir o kadar da çekici amcığını aralıksız silah yapıyordu. Yumuşacık poposunun arasında parmakları gezdirirken yüzünde hem utanç hem de canavarca bir arzu vardı. O kirli saksoyu içeri almayı istiyordu, ama sert ve kalın sikişi hissedebilmek için yardıma muhtaçtı. Ağzında fısıldadığı yalvarışlar, “Amını sik,” diye yakarıyor, bedenini zıplatıyordu.
Yanına gelen adam, Jayla’nın sıkı poposuna güçlü ellerini bastırıp arka kapısını keşfe başladı. Parmağıyla yavaşça açarken Jayla inilti dolu nefesler aldı; amcığı kan ter içinde, hiçbir şey bu kadar tetikleyici olamazdı. Adamın devasa yumuşaklığıyla karşılaştığında gözleri kocaman açıldı çünkü orası hazırlanmaya mecburdu. Jayla’nın suratındaki pis gülümseme, onun ne kadar fos folloş olduğunu ele veriyordu; amcıkta ne varsa alacak evladıydı.
Ve sonra o an geldi: adamın kalın yarak sarkıttığı halde gayet dik haldeki taş gibi kökü, Jayla’nın kıvrım kıvrım amcığına saplandı. İlk girerken çıkan keskin acının yerini zaman geçtikçe kanlı canlı zevk aldı. Derin derin sokmaya başladı kökünü; her itişte Jayla daha fazla inledi, bağırdı ve bedenini ona teslim etti. O sikişi sadece penisin ucundan değil tam göbeğe doğru yayarak haddinden fazla inletiyordu. Her seferinde bacaklarını açıp daha da derine inmesini sağlıyor, bu pis oyunlarda tamamen kayboluyordu.
Sıkıcı dünya dışındaydı şimdi ikisi; sadece sert dayama ve vahşi hareket vardı. Adam hiç durmadan köküyle amcığın duvarlarını döverek resmen sınırları zorluyor, kadın ise karşılık vermekden başka çaresizdi—ipleri tamamen kopartmışlardı. Finalde yoğun bir boşalma patladı; Jayla amcığını sonuna dek doldurmuşken kendinden geçmiş şekilde yatağa yığıldı. O gün asıl şuurunu yitiren bu pisliği dibine kadar yaşayan Jayla olmuştu; çünkü böylesi acımasızısıyla tepeden tırnağa kuru sikilmek başka hiçbir şeye benzemezdi!

