Raven Bay’in iri göğüsleri odanın loş ışığında parıldarken, avcunu sımsıkı tutan o daracık amcığı göz kırpmadan çağırıyordu. Genç ve diri bedeni, iri yarakların gırtlağına doğru eğilmiş bir şekilde hazırdı; o sıkı çukuru hissetmek için yanıp tutuşuyordu. Raven, kıvrımları arasındaki sıcaklığı derin bir nefesle içine çekti, bedenini tamamen teslim etmeye kararlıydı. Yarağın ucundaki ısırgan tüy gibi sertliği amcığını delip geçmeye can atıyordu.
Dayak gibi gelen ilk girizgah, Raven’i çıldırtmıştı; içeri dolan kalınlık dudaklarını zorlayarak geçerken kendini parçalanmış hissediyordu ama acı değil, zevkti o. Amcığı iyice açılırken her kökleyişte onun çığlıkları odada yankılanıyor, boğazını yakan hırıltılar dudaklarından dökülüyordu. Sadece şiddetli değil, aynı zamanda deli gibi istekliydi bu sikiş; Raven yerinden fırlayacakmış gibi titriyor, vücudu her darbede yeni bir haz dalgasıyla sarsılıyordu.
Yarağın tepesiyle amcık kaslarının dansı öylesine vahşi ve ham ki, Raven’in kesik kesik nefesleri arasına karışan “Dayanamıyorum,” yakarışları hiç susmuyordu. O kadar sıkı ve ısrarlıydı ki yavaşlamaya niyeti yoktu, göbeğine kadar kökünü sokuyor, sonra sertçe geri çekip tekrar itiyordu. Her kökleme anında Raven’in küçük deliği daha da genişliyor ama o hâlâ kükrüyor; amcığı altında eziliyor ama rezilce zevkten kıvranıyordu.
En sonunda tüm bedeninde patlayan o doruk an geldiğinde sesler daha da katlanıyor; Raven’in iğrenççe açılan anüsü tamamıyla teslim olmuştu artık. Yarağın dibine kadar gömülmesiyle birlikte beyninde patlayan şimşekler gibi güçlü orgazm çığlıkları yükseliyor, bedeni zonkluyor ve amcıktan az önce boşalmak üzere olan sürü sertlik dışarı fırlıyordu. İçi yanıyor, bedeni küllere dönmüş gibiydi ama sakso amcığından ayrılmaya niyet yoktu; çünkü belki de en çok bu cehennemvari sodomi sevgiyle dolduruyordu onu.
