Sıcak yaz akşamında, Joslyn James’in vücudu ışıl ışıldı; kalın saçları omuzlarından dökülürken, gözlerindeki ateş herkesin içine işler gibiydi. Odaya yayılan o ağır, tutkuyla dolu hava çoktan kontrolü ele almıştı. Sert ve acımasız bir hevesle yaklaştı adam, parmaklarıyla yumuşak göğüslerinin etrafında dolaştı; her dokunuşunda kadın derin bir iç çekişle karşılık verdi. Amcığını yalayarak başlarken, dilini hızlandırdı; ısırarak ve emerek Valkyries gibi yavaş yavaş oyunun kurallarını koyuyordu. Kadın bunu hissettikçe bedeninin tepki verdiği yerde sıcaklık arttı, korsan bir heyecan sardı içini.
Adam yerini değiştirdi, kalçalarını kavradı ve sertçe yere itti. Amını ayaklar altına almaya hiç çekinmeden dayadı, hızlı ve vahşi kökleme başladı; her iniltiyle beraber kadının dizlerini bükmesi daha da derindi. Yaranın içinde çığlıklar yankılanırken, adam amcığını iyice kaybetmişti: Terden sırılsıklam gövdesiyle kadının içine defalarca saldırdı. Amcık titriyordu; o hafif nemli sesler yükselirken adamın yaptığı kabile savaşına dönüşüyordu bu sikiş. Aralarında ne varsa hepsi dışa vurdu; katıksız zevk ve kontrol arzusuyla dolup taştılar.
Joslyn’in dudakları açıldı ama kelimeler çıkmadı, sadece nefesi kesiliyor, bedeninin acısıyla karışık haz dalgalarının onu esir aldığı anlaşılıyordu. Adam tüm gücüyle son darbeyi vurduğunda kadın yorulsa da teslim olmuştu; amcığına gömülen devasa yarak sonunda zirveye ulaşmıştı. İkisi de birbirine saplandıkları o an içinde yanıp tutuşurken bütün dünya sustu; geriye sadece ateşli iniltiler ve ıslak bodrumun havasını dolduran o güçlü, kirli duygu kaldı. Her kıvrımıyla Joslyn James sahneden silkinmeye devam ederken adam bir kez daha sıktı dişlerini; bu geceyi unutmayacaklardı.

