Kırklı yaşlarının ağırlığını taşıyan, iri göğüsleriyle dikkat çeken o kadın doktor Alexis Fawx, içinde fırtınalar koparan bir açlıkla kapının arkasında bekliyordu. Genç ve delikanlı olan adamın uzun, kalın yaraklığı karşısında gözleri parıldıyor, içindeki hayvani arzu kıvılcımlarını söndürmeye niyeti yoktu. Tüyleri tamamen alınmış amcığının pürüzsüzlüğü, her dokunuşta adeta çıplak ve savunmasız kalmasını sağlıyordu.
Genç delikanlı tereddüt etmeden üstüne atladı, elleriyle o iri göğüslerini sıkarken diliyle mahallesinin en lezzetli saksosunu yalayıp emmeye başladı. Alexis’in derin nefes alışları arasında ılıklık hızla yükseldi; ağzından çıkan inlemeler duvarları titretiyor, her sikme anında amını daha da genişleten sert köklemelerle bedenini ele geçiriyordu. Her unguruğu yerleştirdiğinde kadının yüzündeki haz ve acı karışımı ifade hem korkutucu hem de baştan çıkarıcıydı.
Adam sertçe dayadı gençlik gücünü, yavaş yavaş ritmini arttırdı. Alexis kocaman göğüslerini geriye atıp boynunu uzatarak bütün bedeniyle teslim oldu bu vahşi işkenceye. Şimdi erkek orospunun altındaki o kapalı ve sulu deliği ne zaman boşalacağını bilmiyordu ama peşin peşin gelen orgazm dalgalarıyla bedenini tutamıyordu. Delikanlının her inmesi onu biraz daha delirtti, amcığa saplanan devasa beyzbol sopası gibi yarak bütün vajinayı hallaç pamuğu gibi dağıtıyordu.
Nihayet dayanılmaz doruğa ulaşıp sesini boğazından boğazına bırakan kadın kırmızı yanaklarla ve titreyen bacaklarla gürledi: “Amını al git lan!” dercesine finali hazırladı. Adam son bir kez daha azgınca vurdu; beyaz sıvısını derinlere boca ederken bu cehennem seansındaki hakimiyetini ilan etti. O an kadın kendini kaybetmişti; vücudu çökmüş, tatmin olmuş ama daha fazlasını isteyecek kadar aç bir halde yerde yatıyordu. Bu kirli ve sert sikmenin izleri ruhunda kazılı kaldı; onsuz bir geceyi artık düşünemiyordu bile.
