Oda loş ışıklarla doluydu, ter kokusu her yanı sarmıştı. Berry, incecik elbisesiyle oturuyordu, bakışları yerden havaya kayıyor, bedeninin sakladığı açlığı gizlemek için mücadele ediyordu. Dudağını ısırırken gözleriyle yakalamaya çalıştığı hareket, içinde kıvılcımların çaktığını ele veriyordu. Adam yana yaklaştı; elleri hızla beline dolandı, parmakları teninde izler bırakıyordu. O an hiçbir şey düşünülemezdi, sadece istemek vardı.
Berry bir anda dizlerini açtı, kalçasını hafifçe kaldırarak ona çağrıda bulunuyordu sanki. Yarağı görünce dudakları hafifçe aralandı; o sertliği içine çekmek için can atıyordu. Saksoyu kabullenirken boğazına kadar inmesini istiyor; her inişiyle derinlere gömülüyordu yarağı. Dilini kullanışı agresifti, sert ama bir o kadar da istekliydi. Adamın kalın sikisi dibine vurdukça Berry’nin amcığı iyice ısınıyor, kaslarını sıkarak kendini hazırlıyordu odaya yayılan ağır nefeslerle.
Sonra adam onu yatağa yatırdı; kalçalarını iki eli arasına alıp yukarı aşağı koşturuyordu sapını. Berry bağırmamak için dişlerini sıkıyor ama içindeki fırtına dışa çıkmaya hazırdı. Amcığını esnetip ıslatırken adamın sert darbesi ilk kez girdiğinde şok oldu ama hemen alıştı o acılı zevke. Her vuruşta daha da derine batıyordu yarak; sıcaklığı, nemi ve baskısı arasında kaybolmuştu tamamen. İnlerine karışan nefesler oda boyunca yankılanıyor, hırıltılar ve homurtular birleşiyordu.
“Daha hızlı… Daha sert…” diye haykırdı Berry; yorgunluğa rağmen içine dolan maşukunun daha çok köklenmesini istiyor gibiydi. Adam da ona cevapsız durmuyordu; sapını sonunda deli gibi kaburgalarına dayayarak en sert biçimde çekiyordu dışarı içeri. Birkaç dakika sonra o patlama anı geldiğinde ikisi de kontrolü kaybetti; Berry’nin gırtlağından boğuk sesler yükseliyor, adam ise üstüne boşalmanın verdiği rahatlamayla öylece yatıyordu.
O an odada sadece ikisinin dünyası vardı: Kirli arzularla dolu bu kaçamakta bedenler birbirini parçalamıştı adeta. Sadece bekleyen değil, saldıran da olabilirdi artık Berry… Tüm kırılganlığıyla beraber vahşi tarafını da keşfetmişti çünkü hiç olmadığı kadar dibine dayanan sapığın kökünü hissetmişti şimdi!

