Üniversitenin loş odasında, anime büyücüsü genç adamın önüne diz çökmüş, ışıklar hafif loşlaşırken dudakları bembeyaz yarak başında inci taneleri gibi parıldıyordu. Ellerini amcığından aşağı indirip yayılan titremelere eşlik eden nefes nefese haliyle, sertleşen yaramı boynuna kadar sokmaya hazıldı; diliyle sinsice yalayıp nemli hale getirdiği saksoyu hınzır bir şehvetle sarıyordu. Dudaklarını kısarak emmeye başladı, gözlerinde ateş vardı; kırmızı yanaklarındaki utangaçlık kısa sürdü, yerini açgözlü bir iştaha bıraktı. Ağzını alabildiğine geniş açıp, yarak başını derinlere çekiyor; boğazını kasıp gevşeterek her inlemeyi içten içe büyütüyordu.
Boynu hafifçe yukarı kalkınca sessizce ıslık çalan sıvılar boğazına doğru akıyor, ama büyücü kız hemen yutkunuyor, erkeğin sıcak sıvısını soluk borusuna inmeden yutuyordu. Arada ufak patlamalar yapıyor, dilini yaramın etrafında gezdirirken amcığını nasıl kıstığını hissedebiliyordun. Ellerini saçlarına geçirmişti; yoğunlaşan tempoda kafasını ritmik bir şekilde yukarı aşağı oynatıyor, amcığı dalga dalga emip sanki en son günmüş gibi kokluyordu. Gözleri kapalıydı ama yüzündeki ifade şehvetten çatlamıştı. Amcığın sivri başına ağzının yanıyla sakso usulca sürttükçe adamın bedeninde elektrikler yayılıyordu.
Yavaş yavaş sertleşen hareketlerin ardından o an geldiğinde büyücü deli gibi içine çektiği yaraktan fışkıran sıvıyı tüm kapasiteleriyle içine hapsetti. İnceden dişlerini gösterip yüzünü buruşturup boğazını kasarken erkeğin amcığındaki sertlik de hızla azaldı. Boğazının altlarına doğru kayan beyaz sıcaklığı yutarcasına içine çekerken hiç dışarı vermedi o zehri, sonra hemen utanmışçasına gülümsedi ve kirli planların yeni başlangıcını düşündü; şimdi sıra sapıtmanın gerçek doygunluğundaydı…

