Madrid’in kalabalık sokaklarından sıyrılıp, aracın arka koltuğuna sığınıyor Chloe Addison. Sıcaklığın ve heyecanın tırmandığı o anlarda, nefesi kesiliyor kadıncağızın. Giydiği dar elbisenin altından belli belirsiz görünen amcığı, uzun parmakların dokunuşuyla azgınca uyanıyor. Arabanın içinde hacim dolu bir sessizlik var ama bu sessizlik, fısıltılar ve arka arkaya gelen hırıltılarla hızla yerini deli dolu bir kavgaya bırakıyor.
İlk hamle sert geliyor; adam elini hızlıca Chloe’nin beleğini kavrıyor, kıvrak bedenini kendine doğru çekiyor. Dudaklar kilitleniyor. Tükürükler karışıyor ağızda, acımasızca emiyor dudakları. Kızın yumuşacık amcığını dilinin ucuyla kaşıyor, sonra parmaklarını içine sokup itinayla folloşa başlıyor. Ağzında yumuşak bir fısıltı gibi “Daha… daha…” diye yalvarırken, adamın elleri kıskançlıkla geziniyor o çıplak cilde, her dokunuşu kabartıyor içindeki ateşi.
Kısa sürede kıyafetler yerini yere bırakılıyor; esnek bacaklar birbirine sarılıyor, göğüsler sallanıp yan yana geliyor. Adam sertçe köklüyor soğukkanlılıkla. Sikiş ritmi hızlanıyor; kadının omuzları titriyor ardı ardına gelen dayanılmaz zevk dalgalarında. Amcığının derinliklerinde yankılanan sürtünmelerle birlikte boğazından iniltiler yükseliyor. Eller saçlara yapışmış, boynuna sıkıca sarılmış halde çılgınca çatışıyor ikisi de.
“İnlet beni,” diye haykırıyor kız çaresizce ama arzuyla dolu sesle; adam ise cevabı sertçe veriyor: daha da bastırıyor içine, her itişte amcığını delirtiyor acımadan.
Nihayet doruğa vardığında ikisi de kontrolünü bırakıp patlama yaşıyor: sıcak boşalma içeride yayılırken kızın vücudu kasılıyor şiddetle, her yanı titriyor arabanın karanlığında çılgınca yaşanan o anlarda… Havasını ağır ağır alıp yavaş yavaş sönmeye yüz tutmuş tutkuya teslim oluyorlar; arka koltukta sudan çıkmış balık misali birbirlerine yaslanmış halde kalakalmışlar…

