Bozkırın ortasında, güneşin kavurduğu sıcaklıkta, çırılçıplak ayakta duran o folloş kız, sanki bedenindeki her hücre yanıyormuş gibi başını arkaya atıp nefesini kesiyordu. Gecenin karanlığından fersah fersah uzakta, kimsenin dokunamayacağı yerde kendi kendine inleyen bu amcık, içindeki sapkınlığı dışarı kusmak için sabırsızlanıyordu. Etek altından çekip çıkardığı incecik parmağını amcığının içine sokup hızla oynatmaya başladı; teni tere bulanırken gözleri kapalı, yüzü kıpkızardı. O anı yaşamak için her şeyi bırakmıştı; dalga dalga gelen zevkin acımasız pençesinde kıvranıyordu.
Parmaklarını çıkarıp eline sürüp nemlendirdiği yarak sarkıtılmıştı artık; eliyle sıkıca kavrayıp başlamıştı delicesine okşamaya. Küçük sevinç çığlıkları dudaklarından dökülürken, ıslak saksoyu daha sert kasıyor, yere düşen giysilerinden çözülen göğüslerini ellerine alıyordu. Öyle bir arzu vardı ki üstünde, sırtına kadar çıkan dikenli yol gibi içten bir ateşle yanıyordu her zerresi. “Dayamadan duramam” dercesine eğilmişti öne; yerdeki çalıların arasında yaragını fena halde köklemeye başladı.
Gittikçe hızlanan hareketlerde parmakları amcığını dağıtırken arka deliğine de kaydı ve sapıtmanın doruğunu buldu. Toprağa basan çıplak ayaklarının altında yankılanan seslerle birlikte feryadı yükseldi; kadıncağız kendini kaybettikçe seslerindeki hırıltı daha da azgın bir hâl aldı. Karnına vuran ritmik darbelerle beraber deli gibi inletiyor, tuhaf bir özgürlüğün içinde kayboluyordu. Her kasılmasıyla biraz daha yakınlaşan o hazdan afallamıştı.
Sonunda dayanamadı; acı veren ama tatlı olan orgazm saniyeleriyle bütün bedenini sarıp sarmaladı. Yarağının ucundan pislik ve sıvılar boşalırken yere çarpıyor, kadın yüzünü buruşturup titreyerek yığıldı kalınca toprağa. Sesi boğuk ve solgun ama içinde patlayan yangın gibi… Böyle sert ve kirli bir mastürbasyon anında dünyanın tüm tabuları paramparça olmuştu zaten. Gecenin içinde yalnız kalan bu ahlaksız ceylan son damlasına kadar kendini yok etti, sınır tanımadan sarhoş oldu seksin en pis halinden…
