Yorgun argın halde odaya girdiğinde incecik bedenini hemen fark ettim; siyah kısa tişörtü altından hafifçe görünün memeleri ve dar kot şortuyla adeta davetkârdı. Bakışlarımız kesişir kesişmez içimde patlayan arzuya engel olamadım. Onun genç, taze derisiyle benim hırçın ellerim arasında nefes kesen bir oyun başlayacaktı. Yavaş yavaş yaklaşıp kıvrak kalçasını ellerime bıraktığında, içimdeki hayvan serbest kaldı. Parmaklarımı sırtına doğru gezdirirken yüzündeki utangaç ama coşkulu ifadeyi kaçırmadım.
Birdenbire eğilip dudaklarıma yapıştı, sert ve açgözlüydü öpüşümüz; diliyle amcığımı sarmasını hissederken kan damarlarım kabardı, yarak gerginleşti. Ellerim onu sırtından tutup yatağa doğru zorladığında halt yemediğini anladım; dirseklerini yatağa dayayıp sıçrama hareketi yaparak benden daha hevesli olduğunu gösterdi. İnce bacaklarını omuzlarıma dolarken çığlıklarını duyuyordum neredeyse odanın dışına taştı heyecanı.
Hemen altına geçip amcığını parmaklarımın arasına aldım, ısırırken ve kızgın dilimle masajını artırırken kadının sırtındaki tüylerin diken diken oluşunu izlemenin verdiği zevk tarifi imkânsızdı. Sonra ani bir hamleyle kıçını kaldırdı, o dar amcığını önüme sunuyordu artık. Önce hafifçe soktum dışarıdan bastırarak, sonra kendimi tamamen içine gömdüm; seslerin yükseldiği, bedenlerin birbirine yapıştığı o anlarda sadece onun acısını değil zevkini de hissettim.
Ritmi arttırdıkça nefes alış verişlerimiz hızlandı; ter karıştı tenimize, ağzından çıkan inleme ve küfürler ortamı iyice kızıştırdı. Her dalgamda kadının amcığını sertçe kaklarken kendi yaram da takla atıyordu içinde. “Daha hızlı,” diye bağırıyordu çaresizce ama arzuyla karışık. Vücudum onun küçük bedeninde kayıyor, her sikmemde biraz daha derine işliyordum. Nihayet son doruğa ulaştığımda göğsüne kuvvetle dayandım, bütün gücümle içine boşalırken ikimizin de çığlıkları yankılanıyordu odada.
O an kirli arzularımızla birbirimize sarılmış, ruhlarımız çatışırken sanki başka hiçbir şey yoktu dünyada; sadece bu vahşi kökleme ve onun delicesine inletilişi vardı varlığımızda…
