Patronun odasının kapısı sertçe kapanırken, içerideki havası hemen değişti. Sekreter kız, kırmızı saçları dağınık, dudakları hafif aralık, gözleri tutkulu bir parıltıyla patronunun yakışıklı suratına kilitlendi. O anın gerilimi havadaydı; sessiz ve yoğun bir elektrik gibi. Patron ise kollarını masaya yaslamış, öylece kızın hareketlerini izliyordu. Gözleri açlık doluydu, içinde sakladığı canavarı serbest bırakmaya hazırdı.
Kız cesaretini topladı ve aldığı nefesi boğazından bastırarak patronun yakasına yapıştı. Kırmızı dudaklarını korkusuzca sarkık yarağına götürüp, ilk dokunuşuyla onu titretmeyi başardı. Dudağının ısısıyla yumuşayan deriyi dilinin sert hareketleriyle eşsiz bir uyum içinde emdi, yaladı. Patronun eli kızın saçlarının arasına dalıp sımsıkı kavradı; kontrol ondaydı ama onun köle olmaktan başka seçeneği yoktu. Sertçe içine soktukça sekreterin boğazında yankılanan hırıltılı inlemeler başladı.
Sekreter boynunu büküp daha derine indirdi kendini; amcığının tadını çıkarıyordu adeta, her hareketiyle kapana kısılmış o çılgın arzuyu besliyordu. Yarağın başını dilinin ucu ile şımartıp sonra bütün gürlüğüyle yutmaya başladı. Patronun nefesi hızlandı, elleri pencere kenarından kayıp kızın bele ulaştığında sıkıca kavradı onu, kendi dünyasına hapsettiğini hissettirdi azgınca. Kız ise teslimiyetle yutkundukça daha da açıldı, sora sora amcığını çıkarmaması için yaladı ve çekiştirdi.
Zamanla kemikleşen bu kökleme ritmi doruğa tırmandı; patron parçalanma noktasına gelirken sekreter de parasız kalmadı. Ağzında bıraktığı ılık tatlarla birlikte sonunda güçlü bir boşalma patlaması yaşandı; yarak deliği ağzında yorulmadan inliyor, boğazında patlayan sıvıları hissediyordu kızcağız. Bahşettiği zevk karşısında ikisi de adeta delirmişti; sekreter burnundan soluyup gözlerini kısarken patron haykırıyordu acıyla karışık hazda. O dakikadan sonra aralarındaki o gizli bağ tamamen keskinleşmişti; en kirli fantezileri bile birlikte yaşamaya hazırdılar artık.

