Siyah tenli kalın ve uzun yaraklı uşak, beyaz tenli asil kadının etrafında dönüyor, gözleri açlığını saklamıyor. Sarışın güzel, ipek gibi bembeyaz teniyle rahat duramıyor; yoğun bakışlar altında titriyor, ama içinde kopan fırtınayı bastırmakta zorlanıyor. Uşak onun o soylu amcığını elle buluyor, parmaklarıyla yavaşça gezdirirken kadının nefesleri hızlanıyor; dudaklarından kaçan inlemeler odanın koyu havasını daha da gürültülü hale getiriyor.
İlk dokunuşlarla başlayan işkence, sahadaki her santimi keşfederek yükseliyor. Uşak azgınlığı bastıramayıp gövdesini kadının üstüne bırakıyor, iri yaragını amcığa dayayarak yavaş yavaş sokmaya başlıyor. Asil kadın önce sert tepki verip dirense de o büyük yumuşacık deliğe doğru ilerleyen kaba sikişle teslim oluyor. Yaranı hissediyor, yanıyor ama bu acı onu delirtiyor; gözleri kapanıyor, bedenini sarmalayan hazdan afallıyor.
Uşak giderek gazı açıp hızlanırken, beyaz kadının ciğerlerine kadar inleten vahşi dayama başlıyor. Amcık o devasa kökle öyle dolup taşıyor ki tüm vücudu titriyor; kollarıyla yatağı yumruklarken çığlıklar atıyor. Her girik çıkış birbirine karışmış durumda; kadın hem acıyı hem hazzı aynı anda çekiyor. Siyah adam tüm kudretiyle içine girip çıkarak onun amcığını paramparça ediyor; ayıltıcı sertliğiyle yerinde durmasını imkansız kılıyor.
Sonunda gelgitler büyüyor, uşak güçlü kaslarını son bir kez sıkarak tüm yükünü bırakıyor; ağzından boğuk bir inleme yükselirken beyaz kadının amcığı bu devasa kökten fazlasıyla doyuyor ve haykırarak boşalıyor. Yatak tahtasında yankılanan bu tekinsiz birliktelik, tutkuyla yoğrulmuş en sert sikişin izlerini bırakıyor. Tüm bedenler ter içinde kalmışken tek kalan şey ardında geçen vahşi 120 günün anıları oluyor.
